‘İYİ Parti ve CHP, Ecevit ve Bahçeli’yi örnek alsın’
İttifakın seçimi kazanması halinde CHP ile İYİ Parti arasında Altı Masa’nın cumhurbaşkanı adayı üzerinden yaşananlar da geleceğe yönelik öngörüleri etkiliyor. Yeni hükümeti bekleyen ekonomik sorunlar, akıllara 1999 yılında kurulan DSP-MHP-ANAP Koalisyonunu getiriyor.
Kısa Dalga yazarı Mehmet Çetingüleç O dönemin şartlarını anlatan yazısında Bahçeli-Ecevit ilişkisinden örnekler vererek, “12 Eylül 1980 öncesi sağ-sol çekişmelerinin iki tarafı olan DSP ve MHP’nin, sorunu barış yoluyla çözdüğünü” hatırlattı. basına yansıtmadıkları diyaloglar.” Çetingüleç, YETERLİ Partisi’nin çıkışlarının ‘ittifakı sıkıntıya soktuğunu’ belirterek, seçmenin “İktidara gelmeden önce birbirleriyle çatışmaya başladılar. Nasıl hükümet kuracaklar?” düşünebileceğini söyledi.
Çetingüleç, Ecevit-Bahçeli ilişkisi hakkında şunları yazdı:
” İYİ Parti kendi içinde konuşmaya devam edip, kamuoyunda kapatılması gereken konuları tartışmaya devam ederse Millet İttifakına hizmet etmeyeceği açıktır.
Ancak CHP ile Alâ Parti arasında sonsuz bir düşmanlık, gerileme, öfke ve kin yoktur. CHP’nin Yeter Parti’yi Meclis’e sokma çabalarını hatırlatmak, Akşener’in anladığı gibi ‘diyet’ istemek anlamına gelmiyor. Geçmişte sağlanan bu dayanışma, yalnızca iki tarafın bağlarını güçlü tutmaya hizmet etmektedir. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu’nu veya CHP’yi hedef belirlemek, ‘İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye seçimlerinde size diyet borcumuzu ödedik’ diyerek Ömer Seyfettin’in ‘Diyet’ine atıfta bulunmak, kibrit suyunu köküne kadar dökmektir. Millet İttifakı.
Bakın 1999 Mayıs’ında YETERLİ Parti’nin fikir kökenini oluşturan MHP, DSP ve ANAP koalisyon hükümeti kurdu. Bülent Ecevit ve Devlet Bahçeli, 12 Eylül 1980 öncesi sağ-sol çatışmalarının iki tarafındaydı. Üstelik DSP-MHP koalisyonu kurulmadan önce Rahşan Ecevit, MHP’yi 12 Eylül öncesi eylemlerden dolayı sert bir dille eleştirmişti. Taraftar bunu bir krize dönüştürmedi. İki taraf arasında basına yansımayan diyaloglarla sorunu çözdüler. Geçmişin iki kanlı ve hançerli siyasi akımı ANAP’ı da yanlarına alarak Türkiye’de barış ortamının oluşmasına emsali görülmemiş bir katkı yaptılar. Direkleri kaldırdılar. Topluma uzlaşma kültürünü aşıladılar ve demokrasiye hizmet ettiler.
Bülent Ecevit’in ağır hasta olduğu dönemde iş dünyasından siyasetçilere kadar herkesin ‘Başbakanlığı bırakın’ dediği dönemde Devlet Bahçeli, Ecevit’i istediği sürece desteklemeye devam edeceklerini, başka bir isimle anlaşmayacaklarını söyledi. başbakanlık için Koalisyon, ekonomik krizi aşmak için tüm tedbirleri aldıktan sonra toparlanma sürecinin sonucunu beklemeden hatalı bir karar alarak erken seçime gitti ve hem DSP, hem MHP hem de ANAP barajın altında kaldı.
Peki Ecevit ve Devlet Bahçeli, seçim yenilgisinden dolayı birbirlerine küser mi?
Numara.
Bülent Ecevit ile Bakanlar Kurulu’ndaki veda toplantısının ardından sohbet ettik. Başbakan Yardımcısı Bahçeli’nin kendisine ‘Sayın Başbakan sizden çok şey öğrendik’ dediğini söyledi.
Devlet Bey’e de Çankaya Köşkü’ndeki bir resepsiyonda bu konuyu sordum: ‘Evet, Ecevit Bey’in devlet adamlığından ve nezaketinden çok şey öğrendik’ dedi.
Ortaklık bitti ama Ecevit ile Devlet Bey arasındaki diyalog bitmedi. Devlet Bahçeli her bayram ve yılbaşında Ecevitlere çikolata göndermeye devam etti. Bir bayram ziyaretinde Rahşan Hanım bize çikolata ikram etti ve gülümseyerek “Bunu Devlet Bahçeli gönderdi” dedi.
DSP ile MHP arasındaki fikir ayrılığına, 2001 ekonomik krizine, Çankaya Köşkü’ndeki anayasa atma olayına rağmen ne MHP’liler Ecevit’i ne de DSP’li Bahçeli’yi suçlamadı. DSP-MHP-ANAP’ın oluşturduğu ‘asla bir araya gelmeyeceği’ düşünülen ittifak ise 3,5 yıllık bir süre ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en uzun ömürlü koalisyon hükümeti oldu. Bu dönemde ekonomiyi canlandırmak için tüm önlemleri aldılar ve AB’ye uyum maddelerini getirdiler. İş garantisi konusunda devrim niteliğinde bir yasayla işten çıkarmaları engellediler. İşçi alımını torpido yerine kamu sınav sistemine bağladılar. İlk akla gelenler bunlar. Daha pek çok şey sayılabilir.
Ecevit ve Bahçeli’nin ortasındaki koalisyonun uzun sürmesi, liderlerinin prestijini ve partileri üzerindeki hakimiyetini gösterdi.
Şimdi neler oluyor?
Henüz koalisyon veya hükümet yok, UYGUN Parti’de her kafadan bir ses var. CHP kadroları da karşılık verme ihtiyacı hissediyor. Gerginlik artıyor. İktidara aday olan Millet İttifakı erozyona uğruyor.
İYİ Parti lideri Meral Akşener ise televizyona çıkıp CHP’yi “diyet yaptık” gibi mesajlarla eleştirerek partisindeki huzursuzluğu yatıştırabileceğini düşünüyor.
Demek ki Millet İttifakı seçimi kazanırsa ve hükümet kurulursa basına malzeme bol olacak!
Ne piyasa ne de koalisyon bunun üzerine kurulu…” (HABER MERKEZİ)